Son 60 gün

2025’in bitmesine 60 gün kaldı.

Bu son iki ayda, mümkün olduğunca sık yazacağım. Her gün değil belki, ama epey sık. Bir gözlem, bir düşünce, bir his. Bazen sahadan bir not, bazen bir filmden kalan bir detay, bazen akşamın içinde beliren tek bir cümle.

Bunu bir “challenge” gibi görmüyorum. Daha çok bir kapanış ritüeli gibi. Yazmak paylaşmaktan önce düşünmeyi zorluyor; düşünmek de kendine dönmeyi.

Bir şeyleri yazıya dökmek, onların gözden kaybolmasına engel oluyor. Bir bakıma, yılın son iki ayını biraz daha yavaş geçirmek istiyorum.

Ne yazacağımı tam olarak bilmiyorum, ama her seferinde başka bir kapı aralanacak gibi geliyor. Belki bir sokakta rastladığım eski bir duvar resminin soluk renkleri, belki bir kelimenin kökenini kurcalarken karşıma çıkan beklenmedik bir hikâye, belki bir konuşmanın ortasında beliren o kısa, keskin bir duraklama, belki sadece bir merakın tohumu.

Bazen uzun, bazen iki satır. Bazen net, bazen yarım. Ama hep dürüst.

Yıl bitmeden, sessizce bir hasat toplamak gibi olacak bu. Gördüklerimi, duyduklarımı, düşündüklerimi bir kenara bırakmak.

60 gün. Başlıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

0

Subtotal